28 Ağustos 2013 Çarşamba

Doğa Selvi Ansiklopedisi

Cümlelerimiz başladı hem de nasıl... Anne bak açıldı, kapandı, oynadık, yedim, içtim, kaka yaptım ..... Anne bak baba bak teyze bak dede bak... Herkese bir şeyler anlatıyor. Anne hadi aç, hadi gel, hadi.. Elimi tut, ayağımı öp, ye anne, yeme anne.... Geçen sabah uyanmış babasına gösteriyor: Baba bak, prenses oldum. (başına benim gelin tacımı takmış) Daha neler neler... Hepsini bir bir yazamadığım için üzülüyorum.
Dün şarkı söylemeye başladı! Mini mini bir kuş diyorum, donmuştu diyor, Pencereme diyorum, konmuştu. Aldım içeriye Cik cik cik cik cik cik, burda biraz takılıyor Sonra ötsün diye Canlandı, Boş kaldııı... Söylerken el hareketlerini de yapıyor. Yiycem!

19 Temmuz 2013 Cuma

Emzirmeyi birakma gunlugu Vol.1

Dun oglenden beri kizimi emzirmiyorum. Malesef emzirme donemini artik sonlandirmam gerektigini düşünüyorum. Duygularımla hareket etsem kesinlikle böyle dusunmezdim. Ama huysuzlugu, memeye dusmesine neden oluyor ve doga selvi 2 aydir kilo almiyor. Sadece memeye guveniyor ama benim de ona yetecek sutumun olmasi imkansiz. Bu ve kendimce hakli nedenlerden dolayi dun bir anda memeeee memmee diye yakama yapismisken meme bitti dedim. Gittim icerde sirke nar eksisi ne bulduysam surdum. Bir anlik kızgınlıkla bu yola basladigim icin cok mutsuzum. 1. Gun En son oğlen emdi. Saat 3 gibi uf olmus hasta olmus dedim ve nar eksisine bulanmis memeyi gosterdim. Ufff dedi sizlandi ama aglama krizine falan girmedi. Teyzesi oyaladi ve unuttu. Arabayla anneannesine gidecektik arabada da etrafa ilgisini cekip uf olmus hasta olmus deyip vermedim. Aglamadi. Parka gidiyoruz diye unutturdum. Aksam 7 gibi annemin eve donerken arabada krize girdi ama aslinda meme krizi değil kucak kriziydi. Cok kotu bir sey yaparak Doga Selvi kucagimda araba kullandim 5 dk boyunca. Evde dedesi anneannesi oyaladi ve emmeyi istemeden uyudu. Gece 2 kere uyandi. Ikisinde de ayagima aldim salladim ve uyudu. Cok emmek istemedi. 2. Gun Sabah 8de uyandiginda meme diye aglamaya basladi. Yine meme uf olmus hasta olmus dedim. Cok aglamaya baslayinca annem haydi krep yapalim yumurta kaynatalim diye olaya girdi ve kuzucugum unuttu memeyi. Kahvalti yapti bir guzel. Annem ise gidince birkac kere daha denedi ama aglayarak degil. Yine aynı şeyleri söyledim. Gun icinde istedikce tshirtumu cekistirdikce uff olmus dedim. Aksam ustu anlatmaya basladim. Artik sütünü bardaktan pipetle biberonla iceceksin. Arkadaslarin öyle yapiyor. Mahir Dila Berke Kaan Pepee Sila ... saydik hepsini. Onlar sütünü bardaktan biberondan içiyor dedim. Acayip dikkatle dinledi. Oda isimleri saydı. Gece bardaktan ayni soylemle sutunu icti ve teyzesi salladi uyudu. Bakalim bu gece nasil gececek. Ben bir ah ceksem karsiki daglar sarsilir modundayim. Cok üzülüyorum zor dayaniyorum. Biri ver yazik dese vericem. İnşallah cok uzun sürmez kendimi cok kötü hissediyorum. Ama kuzucugum yaklaşık 21 ay doya doya emdi. Hep emzirme taraftarı oldum. Hic yalanci meme biberon kolayligina basvurmadim. Zaten istemezdi de. Allahim yardim et bu sureci de kolaylikla atlatalim.

30 Nisan 2013 Salı

18. ay

Bu ay ki kelimelerin o kadar çok ki, herşeyi tekrar ediyorsun ve sesleri çok iyi çıkarmaya başladın. Ayakkabı: aakkabı olarak söylüyorsun:( miyav miyav kıpır kıpır kapat açti duştu kaktı ....

1,5 Yaşına da girdin Doğa Selvi!

Çok yaşa sen kuzum... Nice yaşların olsun gülüp eğleneceğimiz. Nice yaşların olsun sağlıkla geçireceğimiz. Nice yaşların olsun kuzum. Sen çok yaşa kuzum... Çok eğlendin bugün güzel yavrum. Anneanne, teyze, anne ve torun olarak Yeşilköy sahile gittik. Yedik, içtik, koştun, oynadın. Düt düt düt düt diye diye bir hal oldun. Çekiştirmekten kendini kaybettin:) Eve geldik ve sızdın annecim. Seni çok seviyorum.

16 Nisan 2013 Salı

Aklini seveyim Doga Selvi!

Dun eve geldigimde uzerime annemin kazagini giydim. Bize geldiginde onu ustune gecirir. Doga Selvi gorur gormez "ciccii annanii" dedi gostererek. Yok artik dedik İsilla. Bu sabah da nereye gidiyoruz diye sordugumda "attaa annanii dedee" dedi kuzum.

7 Nisan 2013 Pazar

Çocuklar ve Dans

Uluslararası İlişkiler mezunu hatta yüksek lisans da yapan ancak Dans Eğitmenliği yapan bir anneyim. Daha çok çocuklarla birlikteyim ve bu bir şirkette takım elbiseli insanlarla "Bey"li, "Bayan"lı konuşmaktan ve davranmaktan çok daha rahatlatıcı ve eğlenceli. Diğer şekilde de çalıştım ama memuriyetten bile istifa ettim. Bile diyorum çünkü ülkemde bir bayan için memur olmak bulunmaz bir fırsatmış! Neyse, çocuklarla çok daha sıcak bir iş ortamım var. Onlara bir şeyler öğretmek, yapabildiklerinde yüzlerindeki ifadeyi görmek gerçekten insana iyi geliyor. Onların içlerindeki enerji öylesine yüksek ki, mutlaka dışa vurumunu sağlıklı bir şekilde sağlamak gerekiyor. Yoksa çocuk oradan oraya atlıyor, amaçsızca koşuyor, zıplıyor. Enerjisini gerektiği gibi dışa vuramamak bazen sebepsiz yere gergin olmasına ve mutsuzluğuna bile yol açabiliyor. İşte bu noktada dans çocukların enerjilerini doğru kullanmalarını sağlıyor. Dans ederken çocuk hem fiziksel aktivitede bulunmuş oluyor, hem de hareketlerin devamlılığını takip etmek için zihinsel aktivitede bulunuyor. Dansın matematikle alakalı olduğunu söyleyeceğim şimdi. Çünkü dans ederken bir yandan müziğin ritmini sayıyoruz ve hangi ritmde hangi hareketi yapmamız gerektiğini beynimize iletiyoruz. Bu ancak matematikle olur. Bunları yazmayı düşünürken şu makaleyi buldum, buyurun... Siz de çocuğunuzla dans edin...  http://ebeveynakademisi.net/?p=178

Koko Bitti...

Doğa Selvi'nin sevdiği atıştırmalıklardan birisi Nestle Coco Pops mısır gevreği. Bugün babasının elinden çekiştirerek "koko koko" diye diye coco popsların olduğu dolabı açtırdı. Bir kaseye koydular, yemeye başladı. Gel git gel git yedi. Sonra coco, bitttii.. dedi. Biraz önce uyuturken babası odadan çıktı ve baba dittii dedi. Sanırım iki kelimeli cümlelere başlıyoruz:)

6 Nisan 2013 Cumartesi

Güneşli bir haftasonu...

Bugün havanın güzelliğine dayanamayıp Can Baba ve Cihan Amca ile Gürpınar Sahile gittik. Düşüncemiz çok kalabalık olacağı ve doğru dürüst yürüyemeyeceğimizdi. Ancak cumartesi oluşuyla ilgili heralde, çok sakindi. Çok hoşumuza gitti. Doğa Selvi doya doya kaydıraktan kaydı ve sallandı. Yemek esnasında etraftaki köpeklere bakarken bizi hiç üzmedi, arabasında kuzu kuzu oturdu. Öyle iyi oldu ki... Yarın Can ve benim için önemli bir gün. Birlikteliğimizin 10. yılı doluyor. 10 yıl ile kolay... Nasıl geçti bilmiyorum. Can'ım Seni hala çok seviyorum. 10 yıl sevgimize sevgi kattı ve bize minik prensesimizi getirdi. Umarım nazar değmez bize;)

16 Mart 2013 Cumartesi

Birazcık yakınma...Tamamen benle ilgili!

Doğa Selvi 16 buçuk ayını geride bıraktı ve bugünlerde biraz hasta. İlk antibiyotiğini malesef kullanmak zorunda kaldık. Bronşları dolmuş ve öksürüyor. Galiba rahat davranalım derken, hastalığa yakalandık. Doktor müptelası olmayalım, hemen soluğu doktorda almayalım dedik ama keşke:( ilk öksürdüğünde götürseymişim. Belki de ilerlemezdi. Bu da yine bir ders oldu bana. Birde sürekli pekmezli ılık su içirirdim gün içinde. Bu alışkanlığı da son zamanlarda es geçmeye başlamıştım. Kesinlikle mazur göremem ama o kadar plansız gidiyor ki yaşam... Sürekli günlük işlerle uğraşıyorum. 3 gün çalışmama rağmen hiç zamanım kalmıyor. Birde misafir oldu mu çok üzülerek söylüyorum ki Doğa Selvi'nin zamanından çalıyorum. Çünkü işten eve gelip yemek hazırlamam, evi temizlemem, mutfağı toparlamam, çamaşır yıkamam vs. vs. vs... gerekiyor. Doğa Selvi'yle vakit geçirirken de, Sevgili arkadaşım Esma blogunda bahsetmiş, hep aklımın geri planında yapacağım işler oluyor. Bunları farketmemi sağladığı için Esma'ya teşekkür ederim. Anladım ki, benim bir öncelik sıralamam yok! Halbuki Doğa Selvi ve kendi sağlığım herşeyden önce gelmeli. Bu arada bende antibiyotik kullanıyorum, hastayım. Yani başka dertlerle uğraşırken kendimizden ödün veriyorum. Şöyle davranmak istiyorum. Çamaşır mı kalmamış, yarın yıkarım... Misafir mi gelecekmiş, dışardan söylerim... Ev mi dağınık, zaten toplasam da dağılacak... Ama, ama, ama.. Olmuyor! Yapamıyorum. Hayran oluyorum hem kendine vakit ayıran, hem evi her zaman düzenli, hem de dışarıda aktivitelerde bulunabilen kimselere. Ben banyo yapmak için bile zaman yaratmak zorunda kalıyorum. Artık kendimizi düşünerek davranmaya çalışacağım. Umarım başarılı olabilirim.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Doga Selvi 15 Aylik

Tatli cadim, minik kuzum 15.ayini da doldurdu keyifle. Gectigimiz ay hastalik ve azi dis sendromuyla gecsede bu ay guzel gecti. Su an bizim icin en onemli gelisme kelime dagarciginin genislemesi. Bu ay ilk kezz kullandugi kelimeler; atta, hala, hayir.

10 Ocak 2013 Perşembe

Doğa Selvi 14 aylık

14 ay 10 gün...
Kızım büyüyor, bende öyle..
Büyüdüm büyüdüm bende anne oldum, annemin gözünde hiç büyümedim, annemin gözünde ben hep çocuktum....

Geçtiğimiz iki ay Doğa Selvi'yle yaptıklarımız;

Ben haftada 3 gün işe gitmeye devam ediyorum. Kızım benim eve gelişimi sabırla bekliyor. Ancak son bir kaç seferdir evden çıkışım çok zor oluyor. Gideceğimi anlıyor ve hiç bırakmak istemiyor.

Kelimeleri arttı: Anne- Baba- Dede- Teyze- Mama- Hoppa- Haydi- Dur- Al- Atta- Allah
Söylediğimiz çoğu şeyi anlayıp, komutları yerine getiriyor.
Kendi kendine oyunlar geliştiriyor. Yatağın arkasına eğilerek saklanıp, ayağa kalkıp bizi şaşırtıyor.

Geçen gün benim daha önce giydiğim panduflarımı alıp getirdi ve ayağıma giydirmeye çalıştı. Bugün de babasına aynı şeyi yaptı.

Kendi pis bezini altı değiştikten sonra mutlaka alıp çöpe kendisi atmak istiyor. Tabi bir süre çöp kutusunun içini inceleyip karıştırmak istiyor ama napalım:)
Ayrıca kakasını yapınca soruyorum," kaka yaptın mı? "diye. Eliyle gösteriyor ve beni temizlemem için odasına götürüyor.

Geçen günde elimden tutup odasına götürdü ve emmek istediğini anlattı bana. Yatağa yatıcakmışım o da ayakta emicekmiş:) Fantazi yapıyor çocuk...

Çok hareketli ve çok duygusal... Nasıl böyle olabiliyor inanamıyorum. Hayır kelimesinden hiç hoşlanmadığı gibi, özellikle babası ya da tanımadığı biri "hayır" dediğinde içleniyor ve ağlamaya başlıyor. Birden dudak sarkıyor ve yaşlar dökülüyor:( Ne yapıcaz onu düşünüyoruz kara kara. Artık kural koyma vaktimiz geldi, hatta geçti bile...

Ben kararsızım. 3 yaşına kadar özgür çocuk, sonsuz sevgi, hoşgörü, keşfedebileceği her şeyi sunmak bir yanda. Ancak artık her şeyi anlamaya ve kullanmaya da başladı, sınırları bilmesi gerekiyor.. Sınır ve kural koymamın ona olan sevgimi azaltmadığını göstermeye çalışıyorum. Bir şeye hayır dediğimde hemen farklı bir oyun geliştirip, dikkatini dağıtıyorum, ve özellikle eğlendiriyorum. Gülüyoruz, sarılıyoruz, öpüyoum. O da öpüyor..

Oyyy o öpüşü var kiiii.. Anlatılmaz yaşanır.

İşte fıttırık kızımdan kareler.
Sevgiler.