16 Mart 2013 Cumartesi

Birazcık yakınma...Tamamen benle ilgili!

Doğa Selvi 16 buçuk ayını geride bıraktı ve bugünlerde biraz hasta. İlk antibiyotiğini malesef kullanmak zorunda kaldık. Bronşları dolmuş ve öksürüyor. Galiba rahat davranalım derken, hastalığa yakalandık. Doktor müptelası olmayalım, hemen soluğu doktorda almayalım dedik ama keşke:( ilk öksürdüğünde götürseymişim. Belki de ilerlemezdi. Bu da yine bir ders oldu bana. Birde sürekli pekmezli ılık su içirirdim gün içinde. Bu alışkanlığı da son zamanlarda es geçmeye başlamıştım. Kesinlikle mazur göremem ama o kadar plansız gidiyor ki yaşam... Sürekli günlük işlerle uğraşıyorum. 3 gün çalışmama rağmen hiç zamanım kalmıyor. Birde misafir oldu mu çok üzülerek söylüyorum ki Doğa Selvi'nin zamanından çalıyorum. Çünkü işten eve gelip yemek hazırlamam, evi temizlemem, mutfağı toparlamam, çamaşır yıkamam vs. vs. vs... gerekiyor. Doğa Selvi'yle vakit geçirirken de, Sevgili arkadaşım Esma blogunda bahsetmiş, hep aklımın geri planında yapacağım işler oluyor. Bunları farketmemi sağladığı için Esma'ya teşekkür ederim. Anladım ki, benim bir öncelik sıralamam yok! Halbuki Doğa Selvi ve kendi sağlığım herşeyden önce gelmeli. Bu arada bende antibiyotik kullanıyorum, hastayım. Yani başka dertlerle uğraşırken kendimizden ödün veriyorum. Şöyle davranmak istiyorum. Çamaşır mı kalmamış, yarın yıkarım... Misafir mi gelecekmiş, dışardan söylerim... Ev mi dağınık, zaten toplasam da dağılacak... Ama, ama, ama.. Olmuyor! Yapamıyorum. Hayran oluyorum hem kendine vakit ayıran, hem evi her zaman düzenli, hem de dışarıda aktivitelerde bulunabilen kimselere. Ben banyo yapmak için bile zaman yaratmak zorunda kalıyorum. Artık kendimizi düşünerek davranmaya çalışacağım. Umarım başarılı olabilirim.